Faydalı İlim Kazanın

Blogger tarafından desteklenmektedir.

6 Ocak 2013 Pazar

Nurettin Yıldız Hoca - Hür Yürekli Gençler

Nurettin Yıldız Hoca - Hür Yürekli Gençler
Sohbeti Dinleyelim ve Yararlanalım
Selam ve dua ile kalın

Çok Güzel Hz. Muhammed s.a.v Resimleri 2013

Çok Güzel Hz. Muhammed s.a.v İsmi Resimler 2013
Peygamber Efendimizin İsminin Resmi


Abdestin önemi Hakkında Genel Bilgi


Abdestin önemi
Abdestin önemi Hakkında Genel Bilgi
Abdestin önemi Hakkında Bilgi
Abdestin önemi Hakkında Yazı
Abdestin önemi İle İlgili Bilgi
Abdestin önemi İle ilgili Genel Bilgi
Abdestin önemi İle İlgili Yazı



Cafer-i Sadık “rahmetullahi aleyh” hazretlerine bir gün iki genç gelip;
- Bize, abdestin faziletinden anlatır mısınız, dediler.

Büyük Veli,
- Peki gençler, buyurdu.

Ve şu hadis-i şerifi nakletti onlara:
(Ümmetimin abdest uzuvları, mahşer karanlığında öyle nurlu olur ki, etraflarına ışık saçar. Başkaları onlara gıbta ile bakıp; “Keşke biz de bu ümmetten olsaydık”, diye hayıflanırlar).

Ve şöyle devam etti:
- Eski Peygamberlerin kitaplarında okumuştum. Şöyle yazıyordu: “Bir şeyden korkan kimse hemen abdest alırsa, o şeyin zararından korunmuş olur”.

Ve başından geçen şu hadiseyi anlattı:

Bir yere gidiyordum.
Bir rahibin evini uzaktan görünce durup, onu imana davet etmeyi düşündüm.
Ve yolumu değiştirip, o rahibin evine doğru yürüdüm.

Varıp çaldım kapıyı.
Ama kapı açılmadı.
Bekledim.

Bir kaç dakika sonra, rahip elinde havlu ile açtı kapıyı ve;
- Beklettim, dedi. Özür dilerim.

Sordum:
- Hayırdır, niye geç açtınız kapıyı?
- Abdest alıyordum da.

- Abdest mi alıyordunuz?
- Evet. Sizi pencereden görünce heybetinizden korku geldi kalbime. Hemen abdest almaya gittim.

- Niçin ama?
- Tevrat’ın tavsiyesi böyle. Orada yazıyor ki: “Bir şeyden korktuğun zaman abdest al ki, ondan zarar görmeyesin”.

- Ya, ne güzel, dedim.

Sevinmiştim.
İmana çağırmanın tam vaktiydi.

Dedim ki:
- Benim size bir teklifim olacak.

- Buyurun.
- Müslüman olur musun?

Rahip tereddütsüz;
- Hayhay! dedi.

Ve “Şehadet”i okuyup, imanla şereflendi.
Bir “abdest” sebebiyle ebedi Cehennemden kurtardı kendisini.

Arkadaşın önemi

Oğlu Musa Kazım nasihat istemişti kendisinden.

Buyurdu ki:
- İyilerle arkadaş ol, kötülerden uzaklaş!

Ve ekledi:
- “İyi arkadaş”, seni Cennete sevk eder, “Kötü arkadaş” ise Cehenneme.
 

Bezelyenin Faydaları Hakkında Genel Bilgi

Bezelyenin Faydaları Hakkında Genel Bilgi
Bezelyenin Faydaları Hakkında Bilgi
Bezelyenin Faydaları Hakkında Yazı
Bezelyenin Faydaları İle ilgili Bilgi
Bezelyenin Faydaları İle ilgili Genel Bilgi




Kansızlığı gideren ve pekliği geçiren taze bezelyenin, kan kanserine karşı koruyucu etkisi olduğunu ifade eden uzmanlar, gıda değeri ve insana zarar vermeme bakımından fasulyeden daha üstün olduğunu savunuyor.
Sultani bezelye adı verilen bu çeşit bezelyeler kabuğuyla birlikte yenilir. Bir başka önemli çeşit de, taneleri iri olan araka bezelyesidir. Bezelye taneleri, taze olarak sevilerek çok çeşitli yemekleri yapılıp yenildiği gibi, kurutulup, dondurulup ve konservesi yapılıp ileride tüketmek için saklanmaya da pek elverişlidir. Kurutulmuş bezelyeden yapıları un, pek leziz olan bezelye çorbası ile bazı yemeklerin yapımında kullanılır. Ayrıca yalnızca hayvan yemi olarak kullanılmak üzere yetiştirilen yemlik bezelye çeşitleri de vardır.

BESİN DEĞERLERİ

100 gr. çiğ (pişirilmemiş) taze bezelye tanesinin besin değerleri şöyle sıralanabilir: 84 kalori; 6,3 gr. protein; 14.4 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 0,4 gr. yağ; 2 gr. lif; 116 mgr. fosfor; 26 mgr. kalsiyum; 1.9 mgr. demir: 2 mgr. sodyum; 316 mgr. potasyum; 35 mgr. magnezyum; 640 IU A vitamini; 0.35 mgr. B1 vitamini; 0.14 mgr. B2 vitamini; 2.9 mgr. B3 vitamini: 0,16 mgr. B6 vitamini; 35.5 mcgr. folik asit; 27 mgr. C vitamini ve 2.1 mgr. E vitamini.
SAĞLIĞIMIZA YARARLARI
Yukarıda görüleceği gibi bezelye önemli oranlarda içerdiği protein, karbonhidrat, fosfor, potasyum ve A vitaminiyle çok önemli bir besin türüdür. Bunun yanı sıra;
o Kolayca çözümlenebilir çeşitli lif maddelerini çok miktarda içerdiğinden, bezelye, özellikle kandaki kötü kolesterol düzeyini düşürücü etki yapar, kalp krizi geçirme rizikosunu da azaltır.
o Gene bu yüksek orandaki lif, midede uzun süre kalır: Böylece kandaki şeker düzeyi artma ve azalmalarını bir düzene sokarak bedenin enerji düzeyini sabit tutar.
o Yüksek oranda B1 vitamini içeren bezelye, uykuyu da düzene sokar. İştahı açar ve insanın ruhsal durumunu düzelterek neşeli olmasını sağlar.
o Bezelye tüketmenin hayvanlarda kansere yakalanma rizikosunu azalttığı, araştırmalarla saptanmıştır: Aynı etki insanlar üzerinde de araştırılmaktadır.
o Bezelyeyi çok tüketen kişilerde akut apandisite çok az rastlandığı gene araştırma sonuçlarıyla saptanmıştır.
o Bezelyede, gebeliği önleyici bazı maddeler bulunmaktadır: Bu maddeler, hem kadınlar ve hem de erkekler üzerinde nüfus planlamasına yardımcı olacak etkiler yapmaktadır.
Bu önemli tıbbi etkilerinden yararlanılmak üzere bezelyenin bolca yenilmesi yeterli olur.

Temizlik, Gusül, Abdest ile ilgili Hadisler

Temizlik, Gusül, Abdest ile ilgili Hadisler
Temizlik, Gusül, Abdest Hakkında Hadisler
Temizlik, Gusül, Abdest Hadisleri


abdest ile ilgili hadisler abdestle ilgili hadisler temizlikle temizlik ile hadisi şerifler temizlik
ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
"Temizlik îmanın yarısıdır. "Elhamdülillah" mizanı doldurur. "SübhanALLAHi velhamdülillahi" göklerle yer arasını doldurur.
Namaz nurdur, sadaka delildir, sabır ışıktır.
Kurân ise, ya lehine, ya da aleyhine bir kanıttır.
Tüm insanlar sabah erkenden çıkarlar, kimisi nefsini satar, kimisi de onu ya azat edip kurtarır, ya da tehlikeye atar."
Ebû Mâlik radıyALLAHu anh. Müslim

Bir bedevi, mescidin bir kenarına işedi. Cemaat hemen başına üşüştü. ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem onlara engel oldu ve şöyle buyurdu:
"Siz kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz, zorlaştırıcılar olarak değil. O idrar üzerine bir kova su dökün!"
Ebû Hureyre radıyALLAHu anh. Ebû Dâvud.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Köpek birinizin kabını yalarsa, o kabı yedi kere yıkasın."
 Ebû Hureyre radıyALLAHu anh. Buhârî.
 ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Kedi pis değildir, çünkü dişi olsun erkek olsun o, evinizde gezinen hayvanlardandır."
 Kebşe radıyALLAHu anha. Tirmizî.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Hiç biriniz banyo yaptığı yere işemesin, çünkü kuruntu genellikle bundan kaynaklanır."
 İbn Mugaffel radıyALLAHu anh. Tirmizî.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Abdest bozacağınız zaman, ne önünüzü, ne de arkanızı kıbleye döndürmeyin, yüzünüzü doğuya veya batıya doğru çevirin!"
 Ebû Eyyûb radıyALLAHu anh. Buhârî.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Ayaktayken idrar yapman, edebe aykırıdır."
 İbn Mesûd radıyALLAHu anh. Tirmizî.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "idrardan sakının! Kabirde kulun ilk hesaba çekileceği şey odur."
 Ebû Ümâme radıyALLAHu anh. Taberânî.

Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem tuvalete girerken şunu söylerdi:
 "ALLAHım! Erkek şeytanlardan da dişi şeytanlardan da sana sığınırım."
 Enes radıyALLAHu anh. Buhârî.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem heladan çıkınca şöyle derdi:
 "Sıkıntımı gideren ve afiyet veren ALLAHa hamd olsun!"
 Ebû Zer radıyALLAHu anh. Rezîn.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellemin sağ eli, temizlik ve yemek içindi. Sol eli ise, helası ve sıkıntı veren şeyler içindi.
 Aişe radıyALLAHu anha. Ebû Dâvud.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "On şey yaradılış gereğidir: Bıyık kısaltmak, sakalı uzatmak, diş temizleyicisi misvak kullanmak, suyu burnuna çekmek, tırnakları kesmek, parmak boğumlarını yıkamak, koltuk altını tıraş etmek, etek tıraşı olmak, tuvalette su ile temizlenmek..."
 Aişe radıyALLAHu anha. Müslim.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Ümmetime zahmet vermeyecek olsaydım, onlara her namaz için abdesti emrederdim. Her abdestte de diş temizleyicisi misvak kullanmalarını emrederdim."
 Ebû Hureyre radıyALLAHu anh. Ahmed.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Diş temizleyicisi misvak ağzı temizler, Rabbin hoşnutluğuna neden olur."
 Aişe radıyALLAHu anha. Nesêî.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Sizden biriniz gayet güzel bir abdest alıp da, "Eşhedü en lâ ilâhe illALLAHu vahdehu lâ şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve Resûlüh," derse, ona cennetin sekiz kapısı açılır, istediğinden içeriye girer."
 Ukbe radıyALLAHu anh. Müslim.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Kim güzel bir abdest alır, sonra kalkıp farz namazını kılarsa, ayağıyla yürüdüğü, eliyle tuttuğu, kulaklarıyla dinlediği, gözleriyle baktığı ve içinden geçirdiği günahları bağışlanır."
 Ebû Ümâme radıyALLAHu anh. Ahmed.

Osman radıyALLAHu anh bir kap su getirtti. O sudan alıp, üç kere ellerini yıkadı. Sonra sağ eliyle kaptan su alıp, üç kere ağzını yıkadı. Üç kere de burnuna su çekip, yıkadı. Üç kere yüzünü yıkadı. Üçer kere dirseklerine kadar kollarını yıkadı. Sonra başını meshetti. Sonra üçer kere topuklarına kadar ayaklarını yıkadı.
 Sonra şöyle dedi: "ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellemin, benim bu abdestim gibi abdest aldığını gördüm."
 Osman radıyALLAHu anh. Buhârî.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Abdest aldığında el ve ayak parmaklarını iyice oğuştur!"
 İbn Abbas radıyALLAHu anh. Tirmizî.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Biriniz abdest aldığı zaman, burnunun iki deliğine dolu dolu su çeksin, sonra sümkürsün."
 Ebû Hureyre radıyALLAHu anh. Müslim.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Yüzleriniz ve kollarınız, abdesti iyi almaktan ötürü, kıyamet gününde pırıl pırıl parlayacaktır. Gücü yeten, bu parıltıyı artırsın."
 Ebû Hureyre radıyALLAHu anh. Müslim

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Bir kimse abdeste başlarken ALLAHı anarsa, vücudunun tümü temizlenir. ALLAHın adını anmazsa, yalnız abdestte yıkanan yerler temizlenir."
 Ebû Hureyre radıyALLAHu anh. Rezîn.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve selleme geldim, abdestini alıyor ve şöyle diyordu:
 "ALLAHım, günahımı bağışla, evimi genişlet, rızkımı bereketlendirip artır."
 Ebû Mûsa radıyALLAHu anh. Rezîn.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem, her namaz için abdest alırdı.
 Enes radıyALLAHu anh. Buhârî.

Peygamber sallALLAHu aleyhi ve sellem, gusül etmeye başladığında, önce ellerini yıkardı, sonra sağ eliyle sol eline su koyar, avret yerini yıkardı, sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra suyu alıp, parmaklarını iyice saçlarının dibine sokarak yıkardı. iyice yıkadığına kanaat getirince, başına üç kere su dökerdi. Sonra bedeninin diğer kısımlarına da su dökerdi. Daha sonra ayaklarını yıkardı.
 Aişe radıyALLAHu anha. Müslim.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Her kılın dibinde cünüplük vardır, onun için saç ve kılları iyi yıkayın, deriyi temizleyin!"
 Ebû Hureyre radıyALLAHu anh. Tirmizî.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Sizlere acem diyarından yerler feth edilecektir. Oralarda hamam adında evler bulacaksınız. Sakın, erkekler onlara peştemalsiz girmesinler. Hasta ve lohusa olan kadınların dışında, kadınları onlara göndermeyin!"
 İbn Amr radıyALLAHu anh. Ebû Dâvud.

ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:
 "Su bulamayınca, ellerini yere vurman, sonra onlara üfleyip yüzüne ve ellerine sürmen teyemmüm için sana yeterdi."
 İbn Ebza radıyALLAHu anh. Buhârî

Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü Hakkında Genel Bilgi

Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü Hakkında Genel Bilgi
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü Hakkında Bilgi
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü Hakkında Yazı
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü İle ilgili Bilgi
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü İle ilgili Genel Bilgi
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü İle ilgili yazı
Kur'an ve Sünnet Bütünlüğü Nedir?


Muhterem Mü'minler!

Din, Yüce Allah tarafından Peygamberlere vahiy yoluyla gönderilen ve insanları hem bu dünyada hem de ahiret hayatında mutluluğa eriştirecek emir ve yasaklar manzumesidir. Peygamberler ise, Allah'ın kulları arasından seçtiği ideal anlamda örnek insanlardır. Yüce Allah'ın ilahi kitaplarda emrettiği ve kullarından yapmalarını istediği ibadetler, Peygamberlerin hayatında sembolleşmiş, güzel birer örnek halini almıştır. Allah'ın sevdiği bir kul nasıl olabilirim diye düşünenler, Allah'ın kendilerinden razı olduğu Peygamberleri, kendilerine örnek alarak bu arzularına kavuşabilirler. Kur'an-ı Kerim de:

"Andolsun, Alah'ın Resulünde sizin için, Allah'ı ve ahireti arzu eden ve Allah'ı çok anan kimseler için uyulacak en güzel bir örnek vardır."[1] buyurulmuştur.

Muhterem Müslümanlar!

İslam Dini'nin iki ana kaynağı vardır ki, bunlar: Kur'an ve sünnettir. Kur'an'da emredilenlerin ibadet halinde tezahürü ancak Hz. Peygamberin Kur'an'ı anlaması, yorumlaması ve uygulamasıyla ortaya çıkmıştır. Nitekim Yüce Rabbimiz Nahl Suresinin 44. ayetinde:
"İnsanlara, kendilerine indirilenleri açıklamak için ve düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur'an'ı indirdik." Nisa Suresinin 59. ayetinde de: "Herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düştüğünüzde; eğer gerçekten Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız onu Allah'a ve Resulüne götürün. İşte bu daha iyi ve sonuç bakımından daha güzeldir." buyurulmaktadır. Ayetlerde meselelere çözüm ararken Kur'an'a ve sünnete müracaat etmemiz istenmekte, Kur'an'ı anlama ve uygulama konusunda Hz. Peygamberin en büyük rehber olduğu vurgulanmaktadır.

Aziz Müslümanlar!

Kur'an'ı anlamada ve ibadetleri uygulamada Hz. Peygamberin olmazsa olmaz diyebileceğimiz bir mevkii vardır. Hz. Peygamber olmaksızın, Kurban ayetlerinin gönderiliş sebeplerini ve hangi manaları ihtiva ettiğini anlamamız; hayatımızda son derece büyük önemi haiz olan ibadetlerin yapılış şekillerini bilebilmemiz mümkün değildir. Yüce Allah, Hz. Peygamberin dindeki bu önemli yerini, Kur'an'ı Kerim de kendisi tayin etmiştir, Yani Hz. Peygamberi sevmek, ona inanmak, ona itaat etmek, onun getirdiklerini almak, yasaklarından kaçınmak, hepsi Allah'ın emridir. Kur'an'ı Kerim de "... Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının."[2] buyurulmuş: Başka bir ayette de "O kötü arzularına göre konuşmaz. O'nun konuşması, kendisine vahyedilenden başkası değildir."[3] buyuralarak Hz. Peygamberin sözlerinin ve davranışlarının bizler için ne derece önemli olduğu vurgulanmıştır.

O halde Aziz Mü'minler!

Hz. Peygamberin dindeki yerini bilmemek ve dikkate almamak, Yüce Allah'a ve Kur'an'a muhalefet etmek demektir. Çünkü Hz. Peygamber, yetkisini Kur'an'dan almaktadır. Bütün bunlara ilaveten, din samimiyet ve sadakat ister. O, başta kalp olmak üzere, bütün azaların huzur bulduğu bir müessesedir. Bu huzurun ve manevi atmosferin sağlanması ve devamı, ancak, Allah'a ve Resulüne inanmak ve onları sevmekle mümkündür, inancımızı, sadakatimiz bozacak her türlü şüpheden uzak durmamız gerekmektedir. Kısaca ifade etmek gerekirse dinimizi, Hz. Peygamberin bizlere emanet olarak bıraktığı asli kaynaklardan yani Kur'an'dan ve sünnet'den okuyarak öğrenmemiz gerekmektedir. Çünkü yeterli bilgiye sahip olmazsak, ortalıkta dolaşan, kimi zaman da aslı esası olmayan, sünneti hafife alan sözler, bizin inancımızı zedeleyebilir. İbadetlerimizi samimiyetimizi ve sadakatimizi gölgeleyebilir.

Hutbemi Sebe' Suresinin 28. ayetinin mealiyle bitiriyorum: "Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmezler."


--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ahzab,21
[2] Haşr,7
[3] Necm, 3-4

Abdestin hikmetleri Hakkında Genel Bilgi

Abdestin hikmetleri
Abdestin hikmetleri  Hakkında Genel Bilgi
Abdestin hikmetleri İle ilgili Genel Bilgi
Abdestin hikmetleri  Hakkında Bilgi
Abdestin hikmetleri  Hakkında yazı
Abdestin hikmetleri İle ilgili Bilgi
Abdestin hikmetleri İle ilgili Yazı
Abdestin hikmetleri Nedi?


Abdest
kendi içinde maddî temizlik ile mânevî temizliği birlikte barındıran; maddî temizliği sağlamakla beraber, Müslümana gönül huzuru ve manevî güç veren bir mahiyete sahip vazgeçilmez bir ibadet adımıdır. Müslüman, abdest almak sûretiyle ruhen ve cismen kendisini ibadete hazırlamış olmaktadır.

Abdest;
eller, yüz, ağız, diş, burun, baş ve ayaklar gibi kirlenmeye en açık ve dışarıyla sürekli temas halinde bulunan uzuvların temizlenmesini sağlamak sûretiyle sıhhî bir değer de taşımaktadır. Vücudun dışarıdan alabileceği mikrop yolları, abdest vesilesiyle günde en az beş defa temizlenmiş olmakta; böylece birçok hastalığın önü alınmış; vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha düzenli hâle gelmiş olmaktadır.

Abdest
öfkeyi dindirir, kızgınlığı giderir, ruhu yatıştırır. Bundan dolayı Peygamber Efendimiz (asm) öfkelenen kimsenin abdest almasını tavsiye buyurmuştur. (Ebû Dâvud , Edep, 3; Müsned , 4/226) Abdest Mü’minin manevî bir silâhı, görünmeyen tehlikelere karşı manevî bir kalkanıdır.

Abdest alan bir Müslüman, maddî kirlerden temizlendiği gibi, manevî kirlerden de arınmış ve temizlenmiş olur. Her yıkadığı abdest azası ile birlikte günahları dökülüp gittiği gibi, mahşer gününde abdest azalarının her birinin ayrı ayrı parlayacağı müjdelenmiştir.

Abdestin faziletlerini konu alan hadis-i şeriflerden bazıları:

1. Peygamber Efendimiz (asm ) şöyle buyurmuştur:

“Abdest alan bir Müslüman, ağzına ve burnuna su verdiğinde ağzı ve burnu ile işlemiş olduğu günahları dökülür gider. Yüzünü yıkadığında yüzünden, hatta iki göz kapakları arasından günahları dökülür gider. Başını meshettiğinde hataları başından, hatta kulaklarından dökülür, gider. Ayaklarını yıkadığı zaman ayakları ile işlediği hataları ayaklarından, hatta tırnaklarının arasından çıkar gider. Böylece o kul, günah ve hatalarından temizlenmiş olur.” (İbn -i Mâce , Tahâret , 6; Müslim, Tahâret , 32; Nesâî , Tahâret , 108)

2. Ebû Hüreyre (ra ) rivayet etmiştir: Resûlullah Efendimiz (asm ) buyurdu ki:

“Dikkat edin! Size, Allah ’ın hataları sildiği ve dereceleri yükselttiği amelleri haber vereyim mi? Meşakkatli de olsa abdesti tam ve adabına riayet ederek almak, uzak yerden camiye gitmek ve bir namazdan sonra diğer namazı beklemektir.”
( Nesâî , Tahâret , 107)

3. Ömer bin Hattâb (ra ) anlatmıştır: Allah Resulü (asm ) şöyle buyurmuştur:

“Kim güzelce abdest alır, abdestinde kuru yer kalmaz, sonra da ‘Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûlüh’ derse, ona Cennet ’in sekiz kapısı açılır! Dilediğinden girsin!”
(Nesâî , Tahâret , 109)

4. Ebû Hüreyre (ra) der ki: Peygamber Efendimiz ’e (asm ): “Yâ Resûlallah ! Senden sonra gelecek ümmetini nasıl tanırsın?” diye soruldu. Allah Resulü (asm):

“Düşünün, bir adamın siyah atlar arasında alnı beyaz, ayaklarında seki olan bir atı olsa, o atını tanımaz mı?” buyurdu. Oradakiler: “Evet, tanır ” dediler. O zaman Resul -i Kibriya Efendimiz (asm ):

“İşte benden sonra gelecek kardeşlerim, abdest sebebiyle kıyamet günü alınları ve abdestte yıkadıkları uzuvları parlayarak gelecekler. Ben ise onları Kevser havuzu başında bekleyeceğim.”
buyurdu. (Nesâî , Tahâret , 110)

5. Ebû Hüreyre ’den (ra ) demiştir ki: Allah Resûlü (asm ) şöyle buyurmuştur:

“Benim ümmetim kıyamet gününde abdest eserinden dolayı yüzleri nurlu , elleri ve ayakları özel işaretli olarak geleceklerdir. Artık bu parlaklığını daha ziyade artırmak hanginizin elinden gelirse yapsın.”
(Müslim, Tahâre, 246)

Abdest esnasında Allah ’ın hangi uzuvları yıkamamızı emir buyurduğunu beyan eden âyeti yukarıda zikretmiştik. Buna göre, abdestin farzları şöyledir:

Yüzü yıkamak, iki eli dirseklerle beraber yıkamak, başın dörtte birini meshetmek, iki ayağı topuklarla beraber yıkamak.
(Süleyman Kösmene)

Abdestin günahtan koruması açısından hikmetleri

Yüce dinimiz, Allah’ın huzuruna çıkmadan önce vücudun belli azalarının yıkanmasını (abdest almayı) emretmiştir. Bundaki ilahi maksat sadece bu muayyen azaları görünen kir ve tozlardan temizlemek değil, bu maddi temizliğin yanında bu azaları, onları vasıta ederek yapılan günahların mânevi ve görünmez kirlerden tövbe ve istiğfar suyu kullanarak temizlemektir. Zaten bu bakımdan abdest azalarını yıkanması sırasında hayret edilecek derin hikmetler yatmaktadır.

1. Yıkanması farz olan azaların birincisi yüz’dür. Çünkü yüzde ağız (dil) burun, gözler gibi işlemekle baş vasıta olarak kullanılan azalar vardır. Ağzı ele alalım: Haram malları yiyen odur. Küfürler ondan çıkar, gıybetler, iftiralar, yalanlar, ara bozucu ve karıştırıcı sözler, yoldan çıkaran fikirler, haya tanımaz ifadeler onunla dile getirilir. Görülüyor ki gerek Allah’a karşı, gerek kullara karşı irtikap edilebilecek en büyük kötülüklerin kaynağı ağızdır.

Ya gözler! Fenalığın en gizlisini kaçırmayıp yakalayan ve diğer azaları peşinden koşturan o değil midir? Kötülüğün kokusunu alıp bütün vücudu o tarafa yönelten burnun sorumluluğu ve kulun yaptığı günahlardaki payı az mıdır?

Onun için her türlü günaha ve dince yasak edilen başlangıç teşkil edip yol açıcılık eden bu azaları sınırları içine alan yüzün ilk olarak yıkanması emredilmiştir. Kula denmek istenmiştir ki, bu azaların olma vazifesinin önemli bir kısmını yerine getirdiğin gibi, bu azaların o ana kadar üzerine biriken kir ve tozları su ile giderip vücut sağlığını koruma ve temizlemek, sebep oldukları kötülüklerden pişmanlık duymalı, bozulmayacak tövbeler etmeli ve benzeri günahları yapmalarına kesin bir şekilde engel olması lazımdır ki; gerçek Müslüman olabilsin.

2. Yüzden sonra yıkanma sırası kollara gelir. Çünkü bir fenalık yapılacağı zaman önce dil konuşur, sonra gözler görür, arkasından da vazife sırası gelerek onlarda yerine göre yapışarak, ya da tutarak başlanılan bu kötülüye ortak olurlar. O bakımdan şeytana uymakta dil ve gözlerden sonra ikinci adımı atan ellerin yüzden hemen sonra görünür kirlerden su ile, görünmez kirlerden Allah’a yalvaranın feyzi ile temizlenmesi gayet yerinde bir harekettir.

3. Abdestin üçüncü farzı, başı mesh etmektir. Abdestin maddi kirleri gidermesi yanında, daha fazla manevi temizliğe kulu teşvik etmek istediği, en çok başın meshinde apaçık olarak kendini gösterir. Çünkü İslam geleneklerine göre, umumiyetle başı açık gezdirilmez, örtülü bulundurulur. Açık bile bulundurulsa sık saçlar cildi kir ve tozdan muhafaza eder. Bu bakımdan günde beş defa gibi oldukça sık sayılabilecek kadar, yıkanabilecek ölçüde kir biriktirmesine imkan yoktur. Üstelik her abdest alışta başı yıkamakta oldukça zor bir iştir ki, kullarına her zaman kolay olanı emreden Cenab Hak yüce gayesine de bunu emretmek uymaz.

Ama baş, abdest gibi manevi bir temizlikte asla ihmal edilmeyecek bir azayı içine almaktadır. Her türlü günahın haberini alır almaz düşünen, plânın hazırlayan ve işlenmesi için diğer âzaları düşecek vazifeleri dağıtan vücudun merkezi beyin. Onun için maddi kiri pek olmayan başın manevi kirlerini kula hatırlatıp, bunların giderilmesini çarelerine bakması ve gözlerini açmak hususunda başın sadece mesh edilmesi emredilmiştir. Mana incileri devşiren ve incelikleri karşısında hayrete düşme nimetine sahip kafaları içine alan ne derin ve yüce hikmet!..

4. Abdestin sonuncu farzı ayakları yıkamaktır. Yapılacak kötülük eğer uzakta ise, vücudu oraya kadar taşıyıp o kötülüğü yapabilmenin imkânını hazırlayan ayaklardır. Bu bakımdan ayakların fena hareketteki hisseleri en son adımı teşkil etmektedir, ama büyüklülüğü de ortadadır. Onun için Allah’ın huzuruna çıkmadan; yani namaza başlamadan önce tertemiz olabilmek için ayakların maddi kirlerini yıkayıp, sebep oldukları günahları da bir bir hatırladıktan sonra aflarını esirgeyen ve bağışlayan Ulu Allah’tan dilemek sonuncu ve en önemli bir vazifedir. Adı gecen azaların gündelik çalışmalar içinde en çok maddi kir biriktirecek azalar olduğu ve bunların yıkanmasını manevi bir temizlikle iç içe bir şekilde emreden yüce dinimizin, maddi temizliğe nedenli önem verdiğini de göz önünde bulundurmak gerekir.

Denilebilir ki, dinimizin emirlerinin arkasında hikmet ve sebep aramak, denizlerin ortasında su aramak gibidir. Gerçekten öyledir, bu aziz dinin en küçüğünden tutun da en büyüğüne kadar her bir emri, kalbi iman nurundan zerre kadar aydınlıklar taşıyan her aklı başında insanı şaşkına çevirecek ve gözlerini yaşartacak kadar mânalı hikmetler taşımaktadır.
 

Blog Archive

Dünya Saatleri